Kadın İşbirliğini Geliştirme Derneği (KİGDER) tarafından Cumhuriyet’in 99’uncu yıl dönümü dolayısıyla bir konser gerçekleştirildi. Kadir Has Kültür Merkezi’ndeki konser büyük ilgi gördü. Kigder Başkanı Dr. Sema Karaoğlu’nun orkestra şefliğini yaptığı konser, büyük beğeni aldı.
Mehmet UZEL (KAYSERİ İGFA)
Kadın İşbirliğini Geliştirme Derneği (KİGDER) tarafından Kadir Has Kongre Kültür Merkezinde Cumhuriyet Bayramı’nın 99’uncu yıl dönümü dolayısıyla ‘Her Telden, Tek Yürek Konseri’ düzenlendi. Konser vatandaşların katılımıyla gerçekleştirildi.
Konserde orkestra şefliğini Dr. Sema Karaoğlu üstlendi. Konserde koro eşliğinde şarkılar, türküler seslendirildi. Ardından zeybek gösterisi yapıldı.
Konser sırasında bir açıklama yapan KİGDER Başkanı Dr. Sema Karaoğlu Cumhuriyet’in bir mucize olduğunu söyledi. Müzikle farkındalık oluşturmak istediğini dile getiren KİGDER Başkanı Karaoğlu, “Bugün en büyük bayram. Cumhuriyet bayramı. Bu bayram bu salonda oturan bizlerin, her daim kahraman Türk Askerinin yanında olan neneleri, dedeleri, ataları tarafından Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde kuruldu. 99 yıl öncesine şöyle azıcık bir uzanalım mı? Savaştan çıkmış yorgun, hasta, yoksul 13 milyon insan. Bu insanların büyük çoğunluğu köylerde yaşıyor. 4o bin köyümüz var, 37 bininde okul ve postane yok. Dört köyün üçünde cami yok. İnsanlarımızın kimi hicri takvim kullanıyor, kimi Rumi. Dirhem, okka, çekiç, fersah var. Ne ağırlığımız dünyaya ayak uyduruyor ne uzunluğumuz. Hani yapılan harf devrimi ile bir gecede cahilleştirildik deniliyor ya. Yok, orası öyle değil. Memlekette kağıt yok, kağıt fabrikası yok. İbrahim Müteferrika’dan beri 150 yılda 417 kitap yazılmış. Halkın %95’i okuma yazma bilmiyor. Erkeklerin %7’si ki onların da çoğunluğu subay ve gayrimüslimler, kadınların % 0.4’ü okuma yazma biliyor. Sadece İstanbul, İzmir‘in bazı semtleri ve Tarsusta elektrik var. Yurttaşlık yasası yok. Kadının eşit eğitim hakkı yok, meslek edinme hakkı yok. Müzik yok, sanat yok. Hayvanlar vebadan kırılıyor. Sadece onlar mı insanlarda hastalıktan kırılıyor. 1 milyondan fazla frengi, 2 milyon tifo, 3 milyondan fazla trahom hastası var. Verem, tifüs ve bit salgını var. İnsanlarımız yokluktan yoksulluktan ve hastalıktan perişan. Memlekette iktisat yok, doktor yok denecek kadar, mühendis yok , fabrika yok yeterince karayolu yok , demir yolu yok , deniz yolumuz acınacak durumda vesselam yok da yok. İşte Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde kurulan cumhuriyet böyle bir Anadolu’da kuruldu. Askeri zafer kazanılmıştı ama daha yapılacak çok iş vardı. 30 Ekim 1923 sabahı. Yani tam 99 yıl önce bugünün sabahı Mustafa Kemal Atatürk İsmet İnönü‘ye bir mektup yazdı. Yüksek mimar Atatürk araştırmacısı Eriş Ülger’in kitabında mektubun fotokopisi var. Mektubun tamamını değil , bir kısmını sizlerle paylaşmak istiyorum.
“Sevgili paşam; Cumhuriyetin ilk başbakanı olarak seni düşünüyorum. Hemen itiraz etme. Niye seni seçtiğimi şimdi anlayacaksın. Bizi yine büyük bir savaş bekliyor. Durumumuzun bir bölümünü cephe Komutanı ve lozan baş delegesi olarak elbette biliyorsun. Büyük devletlerin bu sefil duruma bakarak kısa zamanda pes edeceğimizi sandıklarını lozan dönüşü sen anlattın bize. Ben sana şimdi bildiğinden daha acıklı olan durumu özetleyeceğim. Bize geri borçlu hastalıklı bir vatan miras kaldı. Yoksul bir köylü devletiyiz. 4 mevsim kullanılabilir karayollarımız yok denecek kadar az. 4000 km kadar demir yolu var, bir metresi bile bizim değil, üstelik yetersiz. Ülkenin kuzeyini güneyine, batısını doğusuna bağlamamız ve vatanın bütünlüğünü sağlamamız şart. Denizciliğimiz acınacak durumda. Köylümüzü topraklandırmalı, ihtiyacı olana bir çift öküz ile bir saban vererek çiftçi yapmalıyız. Doğu’daki aşiret, bey, ağa, şeyh düzeni ne cumhuriyetle ne de insanlıkla bağdaşmaz. Bu durumu düzeltmeli halkı kurtarmalıyız. Her yerde tefeciler halkı eziyor. Güya tarım ülkesiyiz ama ekmeklik unumuzun çoğunluğunu dışarıdan getiriyoruz. Telefon, motor, makine yok. Sanayi ürünlerini dışardan alıyoruz. Kiremiti bile ithal ediyoruz. Bütçemiz gelirimiz yetersiz. Hedefimiz milli iktisat. Bağımsızlığın sürekli olması için iktisadi bağımsızlık temel ilkemiz olmalı. Yılmamak, ucuz ve geçici çarelerle yetinmemek, halkı kurtarmak için sorunları çözmek, kalkınmak ilerlemek, milli egemenliğe dayalı uygar ve özgür bir toplum oluşturmak, yüzyılımızın düzeyine yetişmek kısacası çağdaşlaşmak ve bu büyük ideali tam olarak başarmak zorundayız. Yoksul da esir ülkelere örnek olacağız. Kaderin bizim kucağımıza yüklediği kutsal bir görev bu. Bu büyük görevin ağırlığını ve onurunu seninle paylaşmak istedim. Allah yardımcımız olsun.” Mustafa Kemal
Bu mektup büyük bir devlet adamının başka bir büyük devlet adamına yazdığı çok önemli tespitlerin yapıldığı bir şaheserdir. Mustafa Kemal Atatürk Anadolunun tüm sorunların